Milyonlarca anın bir tanesinde sen dünyaya geldin ve o andan itibaren dünya seninle dönmeye başladı. Her an seninle oluştu. Artık dünyada sen vardın.
Sonra, kim olman gerektiğini, nasıl düşüneceğini, nasıl hareket edeceğini, neye inanacağını, neye güveneceğini öğrendin. Peki, ne ya da kim için? Senin için dünya neresiydi, sen neredeydin? Odağın dışarıdaydı. Odağın görülmek, fark edilmek, dikkate alınmak için yapman ve olman gereken yerdeydi.
Bir süre, asıl olanla değil yansımalarla oyalandın. Ta ki içine döndüğün ve kendin olma huzurunu özlediğini fark edip, “Ben kimim?” diye sorana kadar.
Şimdi, yansımalar bir görünüp bir görünmez olurken, dönüşümün için atacağın adımların, seni daha da kendine, “Kim” olduğuna yaklaştıracak.
Dünyaya gelişin ile yaşam sürecini oluşturmaya başlayan, her an büyüyen ve ilerleyen Sen, kendini korumak için yarattığın sahte kimliğini ve kendin sandığın hikâyeni bırakırken, aslında “Kim” olduğunu hatırlayacaksın.
Şimdi, eşsiz potansiyelini ortaya çıkarmanın, yeni ve gerçek hikâyeni hakikat bilinciyle deneyimlemenin zamanı.