Bugüne kadar nefes seanslarına başka sebeplerle gelip onları şifalandırırken horlamalarının sona ermesiyle sanki bonus kazanan ve mutluluktan uçanları çok gördüm. Nefesin faydalarını sayarak bitiremeyiz, ayrıca bedenin tüm hücreleri, organlar, içinde bulunduğumuz ve barındırdığımız her şey birbirine sonsuz ipliklerle bağlıdır. Siz belki tek bir şey üzerinde çalışmak, onu şifalandırmak istiyorsunuzdur ancak nefes öyle bağlantılar kurar ki, siz ona bir adım gittiğinizde o size binlerce hediyeyle gelir.
Horlamaya gelecek olursak, teknik olarak hava yolunun tıkalı olması sonucu rahat nefes alış verişinin sağlanamaması ve nefes yolunda meydana gelen titreme ile ortaya çıkan bir ve binlerce “horrrr”. Yanındaki için onu uzaklaştıran rahatsız edici bir deneyim, horlayan içinse yaşamsal bir tehlike. Tam da bu nokta horlamanın mesajını bize veriyor; rahatsızlığın uykuda gerçekleşmesi, sizi içeriden dışınızdakileri ise dışarıdan etkilemesi.
Burası işin manidar kısmı, zira horlama rahatsızlığı çekenler, göz göre göre bir şeylerin uykuda kalması, uyanıp dönüşmemesi için aşırı ısrar edenlerdir. Ve bunu içlerindeki derin ve gizli endişe duygusu ile yaparlar. Az önce bahsettiğim gibi dış dünyanın onlardan beklediği şeyi yerine getirmek, ifade etmek ve sorumluluğunu almak ihtimali onlar için yaşamsal bir tehlikedir. Elbette bu gerçekten böyle değildir, onlar bunun sanrısıyla tıpkı geceleri yanlarından kaçanlar gibi, kendilerinden kaçarlar. Yaşamda aşırı tutundukları ve kontrol altına aldıkları konular gibi, yaşamda kayıtsız kaldıkları, kendilerine has bir savunmayla özellikle özen göstermedikleri şeylerle de dengeye gelmeye çalışırlar.
Dolayısıyla oraya bir bakmak şöyle dursun, bu saklambaç oyununu –gerçekten bunu oyun haline getirirler- diğerlerinin yapıcı katkı sağlamaya çalışmalarına karşın sürdürürler. Aslında onlar oldukları halleriyle kabul edilmediklerini düşündüklerinden, herhangi bir paylaşım onlar için yapıcı değil yıkıcı görünür. Dedim ya; bilinçli bir bilinçsizlikle kaçak oynarlar. Bunu da gün içinde keyifli, neşeli, gayet güçlü ve hatta –diğerlerine göre- önemli olan şeylerin onlar için önemsiz olduğu gibi bir kayıtsızlık haliyle sergilerler.
Boğazla ve nefesin geçişiyle ilgili bir rahatsızlık olduğundan, tıkanmaya yüz tuttuğu için deforme olmuş bir yaratıcılıktan da söz edebilirim. Birey saklambaç oyununu ve sahte kayıtsızlığını sürdürmek için yaratıcılığını feda etmiş durumdadır.
Çocuklardaki horlama ise ebeveynin çocukça davranışlarının çocuktaki yansımasıdır. Çocuğun gün içinde girdiği efor ağız nefesi kullanmasına neden olur. Bademcikler büyür, nefes yolu deforme olmaya ve nefes kanalları tıkanmaya başlar. Her çocuk ebeveynindeki doğal olgunluğunda gerçekleşmeyen davranışları -zihinsel olarak kavrayıp adını koyamasa da- enerjetik olarak sezer ve durumun ağırlığını taşıyabilmek için aşırı efor sarfeder. Çocuktaki rahatsızlık, ebeveynin nefes alışkanlığı ile birebir ilgilidir.
Şifanın en güzel yanı, şifayı davet ederken şifayı engelleyen alışkanlıklarımızla yüzleşip dönüştürebilmektir. Ve bunu sadece kendimiz için yapmayız, kendimiz için attığımız tüm güzel adımlar katlanarak sevdiklerimiz için de birer armağan haline gelirler.
Mutlu nefes, mutlu aile ve mutlu ilişkiler demektir.