İman.. Emin.. Emanet.. Amin.. Emin olan için düşünmek, tıpkı eller, ayaklar ve diğer organlar gibi O’nun kudretinden bağımsız değildir. Kur’an; “Zulüm, şeylerin ait olmadıkları yere konmasıdır” der. Zihni ait olmadığı
Varoluş yolculuğuna içinde başladığı, doğduktan sonra da dünyaya onun gözleriyle baktığı, insanın “hem zehri hem panzehri” Anne. Dönüşüm çalışmalarında mutlaka ışık tuttuğumuz yer tam da bu yüzden annedir. Bağlanma kuramının
Her kız çocuğunun Tanrısallığını babasının gözünden görmeye hakkı ve doğal olarak ihtiyacı vardır. Erkek çocuk için durum görece daha kolaydır, çünkü o karşı cinsin kucağına doğar. Erkek tökezlemez bu yüzden,
Yaşamın bir çocuğun mağduriyet hikâyesi olarak kalmamalı. Masum kalabilmek için, hareketsizliğini mağduriyet etiketiyle yaşama sunan çocuk zihninin tuzağıdır bu. Nedir bu tuzak; harekete geçmekten, risk almaktan, birşeylere sahip olmaktan, çünkü
Kimlere kızıp da kör kuyulara attın? Demek ki onları atabilmek için içini körleştirmeyi göze almışsın. İçini kararttığında görünmez mi sanırsın, bak bakalım her rengin üstünde kara değil mi en görünür
Güçlerini korumak için “zevklerin ve renklerin dışında bir yerde kalmalıyım” inancıyla, içlerinde ıssız adalarca yalnızlığa açılan insanlar; vitiligo rahatsızlığını deneyimleyenler. Vitiligo yaşayan insanların nefes alışkanlıklarında dikkatimi çeken, ait olamama korkusu
Sevgi ya da korku, İnsanın düşünce ve davranışlarının tohumu bu iki duygudan biriyle atılır. Uyku, tıpkı nefes ve su gibi hayatta kalmamızı sağlayan yaşamsal kaynaktır. Uyku rahatlığı, zihnin stres stres
Panik atak, benim deyimimle “İçinden geçilmeyen acının şimdinin boşluğunu doldurması.” Zamanında acının doldurulmadığı boşlukları, acı korkusu doldurur. Panik atak rahatsızlığı olan danışanlarımın bastırılmış korkularını yüzeye çıkarmak, onlarla yüzleşmek yerine o
Hoşgeldin Nisan! Yine tazeliğinle, bereketinle, berraklığınla geldin. Rahman’ın rahmetini üzerimize bırakmaya, canlandırmaya, diriltmeye, uyandırmaya geldin. Bizler de birer ağaç gibi uzanırız ellerimizle gökyüzüne, Eminlikle, doyasıya alırız nefeslerimizi. Gözlerimiz, kulaklarımız, tenimiz,
Zamanda, zaman aracılığı ile, zamanın ötesinde… İlki, zaman, mekan ve bedenle sınırlı bir ben bilinci. Egonun isteklerini amaç edinip, gerçek mutluluğu ego (zihin/beden) düzeyinde elde etme çabası. Egonun, “ara ama