Koah, fiziksel olarak akciğerlere alınan havanın doğal bir biçimde dışarıya verilememesi sonucu oluşan hastalık. Nefesin, akciğerlerde kısıtlanarak kalması sonucu karbondioksitin dışarıya çıkamaması.
Bedeni bir makine olarak görürsek eğer, onu çalıştıran enerji sistemindeki herhangi bir aksama için bakacağımız yer duygu ve düşünce sistemimiz. Artık biliyoruz; duygu ve düşünce alışkanlıklarımız ile nefes alışkanlığımız bir bütün.
Koah rahatsızlığı olan insanlarla çalışırken gördüğüm, düşüncelerinin kendi iradelerine dönüşememesi yani bedende eylem bulamamasıyla gerçekleşen bir iç çatışma. Onların eylemleri, kendi merkezleri yerine koydukları bir “gereklilik” ya da “mükemmellik” anlayışına hapsolur. Nefesi de bilinçsizce hapsettikleri yer aslında tam da burasıdır. Aslında çok yetenekli, çalışkan ve güçlü insanlar olmalarına rağmen bir biçimde o gücü içeride kıstırarak, iradelerini içsel bir çaba ve savaş haline getiren bu insanların çatışmalarının, aslında içeride kendi iradeleri ile savaşırken, dışarıya sevgi, beceri, şefkat ve yumuşaklıkla geçirilmeye çalışılan bir güç gösterisi olduğunu görürüm.
Dışarıdaki başarıları onlar için yeterli olmaz. Nefesi veremiyor olmaları da bu yüzdendir, becerilerini ve donanımlarını aktarırken komutlarını olması gerektiği gibi kendi merkezlerinden değil, dışarıdaki bir merkezden alırlar. Bu durum onları başkasının kararlarına ve ihtiyaçlarına bağlı oldukları için kendi içlerinde başarısız oldukları inancına götürür. Kendi tanımları ile değil, başkalarının isteklerine göre yaşadıkları için vermek istemedikleri halde verirler. Böylece başarı, kazanç ve becerilerini diledikleri gibi aktaramazlar ve bunun yerine bilinçsizce nefesi vermeyi reddederler.
Genelde dominant ebeveynler tarafından yetiştirilmişlerdir. Ebeveynlerinin bu yapısını aile bağlarının ve sevginin bir gereği olarak görmeyi ve kendi iradelerini yok saymayı seçmişlerdir. Ancak tasarımları gereği, doğuştan sahip oldukları o büyük irade gücünü zihinsel/duygusal olarak yok saymaya çalışsalar da yaratımları buna izin vermez. Koah, güçlü insanların güçlerini dünyada ifade edemedikleri inancına saplanma hastalığıdır. Güçlü insan gücünü dünyada ifade edemezse, o gücü içeriye hapseder. Çocuk yaşlarda onurlandırılmayan, karşılık alamayan güç zamanla harcanacak, ifade edilemez hale getirilecektir.
Yaşları ilerledikçe kırgın benliklerini nefes limitleri ve hırıltılarının arkasına saklarlar. Bu gizlilik kendini aşırı öfke ya da şefkat olarak gösterebilir. Bedenlerindeki oksijensizlik bedenlerini ne kadar yorgun düşürse de güçlerini gözlerinde görebilirsiniz. Ne de olsa sınırsız iradelerinin gücü ve enerjisi hala onlarla birlikte akmaktadır.
Koah istatistiklerindeki birinci sebebin aşırı sigara kullanımı olması bundandır. Sigara, iradelerini yaşama yansıtamayan güçlü bireylerin, kendilerine ve yaşamlarına yönelik iradeyi ve gücü kullanabilmelerine ve yönlendirebilmelerine olanak tanıyan geçici ve sahte bir araçtır. Birey, kendine ve yaşamına ne kadar zarar verirse versin, iradesi her şeyin üstündedir. Bu yüzden iradesini özgürce kullandığı duygusunu veren alışkanlıklara yönelir ve zamanla bağımlılık haline getirir.
Koah rahatsızlığı olan bir bireyle normal çalışma süresinden daha uzun periyodik seanslara ihtiyacımız vardır. Amacımız nefesi rahatça vermeye, verdikçe doğal nefes için alan açmaya yöneliktir. Doğal nefes kendine alan bulduğu takdirde, doğrudan ve doğal seviyesinde akmaya başlar. Böylece oksijen ve karbondioksit seviyeleri normale döner, iç ve dış denge doğal bir biçimde kurulur.
Seanslar, egzersizler ve pratikler kişiye özel programlanır.