Saf Gözlem ve Masumiyet Bilinci ile Telafi Üzerine…
16 Haz, 22
0 yorum
Geçmişin bütünleyip iyileştirilmeyen yaraları, şimdinin masumiyetine yük olur. Uzakta değil hücre kayıtlarında taşıyorsun geçmişin yükünü.
Bir bakmışsın aynada, bir bakmışsın bedeninde, bir bakmışsın ilişkinde, bir bakmışsın işinde, bir bakmışsın evinde, bir bakmışsın çocuğunda, bir bakmışsın tüm gördüklerin üzerinde koskoca bir yük geçmişe dair. Dolu bir bardağa dolduramadığın sular gibi, öğrendiklerin de yetmiyor seni arındırmaya. Geçmiyor hayata, çünkü hala suçluluk filtresiyle bakmaktasın.
Bilgin, değil bilgeliğe dönüşmek, iyileşmeye dair hayata geçiremediğin overdose bilgi ve terapi kapasiten sinirlerini gitgide bozmakta. Çünkü alışkanlıkları bırakmak, kendini beklentilerden azad etmek büyük cesaret istemekte.
İşte bu cesaretle, ya tüm yeteneklerini bireyselliğinle hayata geçirecek, arınırken öğreneceksin doya doya yaşamayı ya da bu kez de sen yaşamının tüm yeni ve masum parçalarına alenen bulaştıracaksın geçmişin yükünü, kendi masumiyetini tekrar tekrar kurban ederek.
Şimdi daima masumdur, çünkü yüksüzdür. Üzerine geçmiş mührünü basan sensin. Sen de masumsun. Bu senin en kıymetli hazinendir, ancak geçmişin yükünü taşıma ya da sağaltma seçimine göre sen onu alır ya da almazsın. Yoksulluğun ya da varsıllığın buna bağlıdır.
Dönüştürdüğün ve kendini kurtardığın her bir geçmiş koşul, geçmişini ve geleceğini suçluluk algısından arındırıp seni ve yaşamını hakiki saflığına kavuşturacak rehberliği barındırır.
Ne yaparsan yap şimdinin masumiyetine ermedikçe aklın, eksik hissedeceksin. Kendine geçmişin gözleriyle bakıp, merhametini kendinden daha fazla esirgeme. Sen bardağı boşalttıkça, Rahman’ın rahmeti dolar kabına ve bilge bir baykuş gibi zamanın ötesini görür gözlerin. O gözler ki artık saflıktan bakar, saflıkla görür; yüklerini çözer, suçlamayı bırakır ve telafiye yürür.